5 Ekim 2010 Salı

fabrikada bujinin serüveni


Buji

Buji, İçten yanmalı motorlarda yakıt-hava karışımını ateşleyen makina parçasıdır. Bujiler yüksek gerilimli elektriği iki elektrot arasından atlatarak kıvılcım oluştururlar. Silindir içinde basınç altında yanma noktasına yaklaşmış yakıt bu kıvılcım sayesinde ateşlenir. motorun “yanma zamanı” böylece gerçekleşmiş olur. Bujiler birçok çeşitte ve değişik tip motorlarda kullanılmak üzere farklı boyut ve özelliklerde üretilir. Genellikle 4 bölümden oluşurlar.

1. Elektrik bağlantı ucu
2. Porselen yalıtıcı (izolatör)
3. Bağlantı gövdesi ve dişleri
4. Elektrotlar

İçten yanmalı motorların parçaları
( İçten yanmalı, su soğutmalı motorlar göz önüne alınmış ve genel parçalar yazılmıştır. Çeşitli motor teknolojilerine göre değişiklik gösterebilir )
Motor gövdesi Silindir kapağı, Motor silindiri, Silindir kapak contası, Silindir gömleği
Krank sistemi Piston, Piston sekmanı, Piston pimi, Biyel kolu, Krank mili, Krank mil yatağı, Volan
Zamanlama sistemi Kam mili, Triger kayışı, Motor supapı, Külbütör
Benzinli motor yakıt sistemi Hava filtresi, Karbüratör, Benzin enjektörü, Benzin filtresi, Emme manifoldu
Dizel motor yakıt sistemi Yakıt deposu, Yakıt besleme pompası, Mazot filtresi, Enjeksiyon pompası, Common rail, Yanma odası, Dizel enjektörü
Benzinli motor ateşleme sistemi Batarya, Endüksiyon bobini, Distribitör, Buji
Elektrik sistemi Alternatör, Batarya, Şarj dinamosu, Marş motoru, Kontak anahtarı
Yağlama sistemi Yağ pompası, Karter, Yağ filtresi, Yağ soğutucusu, Motor yağı
Soğutma sistemi Motor radyatörü, Antifiriz, Devirdaim pompası, Radyatör kapağı, Motor vantilatörü, Termostat
Egzoz sistemi Egzoz manifoldu, Egzoz susturucusu, Katalitik konvertör
Cebri doldurma Turboşarj, Intercooler, Pompa duse, Süperşarj

basit elektirik üreteci

3d animasyon rüzgargülü

saatin böylesi

japona sandalye yap demişler ...!

Muallak taşı !! ufo deneyi 4


Manyetizma ile UFO yapalım!
MANYETİZMA

Magnetizma ya da manyetizma sözcüğü, mıknatısları ve manyetik alanları tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Manyetizma, mıknatıslanmış maddelere ilişkin özelliklerin tümünü ve mıknatısların özelliklerini, inceleyen bir fizik dalıdır. Bu terimin kökeni, Türkiye’de, Aydın yakınlarında kurulmuş olan ve magnetit (mıknatıs taşı) mineralinin ilk bulunduğu yer olarak tanınan, antik Magnesia (Manisa) kentine dayanır.

MIKNATISLAR VE ÖZELLİKLERİ

Magnetik oksit denen; bir demir oksidi (Fe3O4) içeren bazı minerallerin, demir tozunu çekme özellikleri vardır. Mıknatıslanmaları zayıftır. Bu nedenle uygulama açısından kullanışlı değildirler. Yapay mıknatıslarsa, genellikle sert çelik ya da ferrittendir.

Mıknatıs olayının temeli, şöyle açıklanabilir. Maddeleri oluşturan atomların elektronları, rastgele yüklü ve her yöndedirler. Yani düzensizdirler. Tekdüze sıralanmazlar. Mıknatısların elektronları ise, tek bir yönde yüklüdür. Örnek verirsek; çelik çubuk, mıknatıslandığında moleküller, tıpkı geçit törenlerindeki askerler gibi,sıraya dizildiğinden; birinin kuzey kutbu öbürünün güney kutbuna döner. Böylece, bütün moleküllerin manyetik etkisi, birbirine ekleneceğinden, çelik çubuk, güçlü bir mıknatısa dönüşür. Eğer bu çubuk, çekiçle dövülür yada iyice ısıtılırsa, moleküllerin düzeni, yeniden bozulacağı için, çelik çubuk ta, mıknatıslığını yitirir.

Mıknatısların, demiri, ya da bazı metalleri çekmekten başka, önemli özellikleri de vardır. Eğer bir demir ya da çelik parçası, ard arda birkaç kez bir mıknatısa hep aynı yönde sürtülürse, sonunda bu parçada mıknatıslanır. Yani, bir mıknatıs haline gelir. Mıknatısların bir başka özelliği de, kutup‘larının olmasıdır. Bunlar mıknatıslık özelliğinin en güçlü olduğu noktalardır. Düz çubuk biçimindeki bir mıknatıs, demir tozuna batırılıp çıkarılacak olursa, demir tozunun mıknatısın uçlarına yapıştığı, çubuğun ortasında, hiç bir toz toplanmadığı görülür. İşte bu uçlar, çubuk mıknatısın kutuplarıdır. Mıknatısların çok önemli özelliklerinden biride, serbestçe dönebilecek biçimde asıldıklarında, ya da bir sıvının üzerinde yüzdürüldüklerinde, her zaman kuzey-güney doğrultusunu göstermeleridir.

Serbestçe dönebilecek biçimde asılmış iki mıknatıs, birbirine yaklaştırılırsa, kuzeyi gösteren kutupları (kuzey kutupları) birbirinden uzaklaşır ve her birinin kuzey kutbu öbürünün güney kutbuna yaklaşacak biçimde döner. Fizikte, bu olguyu tanımlamak için, “karşıt kutuplar birbirini çeker, benzer kutuplar birbirini iter” denir. Mıknatısların ilginç bir özelliği daha vardır. Bir mıknatıs parçalara ayrıldığında, bu parçalardan her biri, kuzey ve güney kutupları olan küçük bir mıknatıs haline gelir.

MANYETİK ALANLAR

Bir defter yaprağı, bir çubuk mıknatısın üzerine yerleştirilir ve yüzeyine demir tozu serpilirse, bu tozlar çizgiler halinde dizilerek, özel bir dağılım deseni oluştururlar. “Kuvvet çizgileri (indükleme çizgileri)” denen ve hiçbir zaman birbirini kesmeyen bu çizgilerin, herhangi bir noktadaki doğrultusu, uygulanan manyetik kuvvetin doğrultusunu gösterir. Eğer kağıdın üstüne, küçük bir manyetik pusula yerleştirilirse, pusulanın iğnesi de altındaki kuvvet çizgisiyle aynı doğrultuya yönelir. Kuvvet çizgileri arasındaki uzaklığa bakılarak, manyetik kuvvetin büyüklüğü anlaşılabilir. Çizgilerin sık ve birbirine yakın olduğu yerde manyetik kuvvet, daha güçlüdür. Kuvvet çizgilerinin geçtiği bölgenin tümüne, manyetik alan denir. Kağıdın üstüne, yumuşak(katışıksız) bir demir parçası konulursa, çevresindeki kuvvet çizgileri, sanki bu demirin içinden geçiyormuş gibi, bir araya toplanır. Çünkü kuvvet çizgilerinin demirden geçmesi, havadan geçmesinden çok daha kolaydır. Bu nedenle, bazı duyarlı aygıtları manyetik etkiden korumak için, yumuşak demirden paravanlar kullanılır.

MANYETİK KUTUPLAR

Bir manyetik pusulanın iğnesi, Dünya’nın neresinde olursa olsun, her zaman kuzey-güney doğrultusunu gösterir. İğnenin kuzeye bakan ucunun gösterdiği noktaya, kuzey manyetik kutbu, güneye bakan ucunun gösterdiği noktaya da güney manyetik kutbu denir. Aslında Dünya’nın, gerçek Kuzey ve Güney Kutup noktaları, tam olarak pusula iğnesinin gösterdiği yerde değildir.Yani, manyetik kutuplar ile coğrafi kutuplar çakışmaz.

Kuzey manyetik kutbunun bugünkü yeri, Kuzey Buz Denizi’ndeki Sverdrup Adaları’ndan olan Ellef Ringnes Adası’nın güneyindedir. Güney manyetik kutbu ise, günümüzde Antartika’daki, Adelie Kıyısı’nın biraz açığında yer alır. Manyetik kutupların yeri, yavaş yavaş değişmektedir.
Manyetik pusula iğnesinin gösterdiği doğrultu ile, gerçek kuzey arasında kalan açıya, manyetik sapma denir. Bu açının değeri, Dünya üzerinde bulunulan yere göre değişir.

MANYETİZMA VE ELEKTRİK

Magnetit (doğal mıknatıs) olan demir minerali, bu gün mıknatıs olarak hiç kullanılmaz. Geçen yüzyıla kadar, mıknatıs yapmak için bir demir ya da çelik parçası, magnetite sürtülerek mıknatıslanırdı. Bugün, güçlü elektromıknatıslar kullanılır. Manyetizma ile elektrik arasındaki ilişki, elektromıknatısları ortaya çıkarmıştır. Bir demir, ya da çelik çubuğun çevresine iletken tel sarılıp, telin uçlarını bir pile bağlayarak elektromıknatıs yapılabilir. Telden elektrik akımı geçirildiğinde, demir yada çelik çubuk, mıknatıs özelliğini kazanır. Bu mıknatısın gücü, tel bobindeki sarım sayısına ve bobinden geçen elektrik akımı miktarına bağlıdır.

Elektromıknatısta, çekirdek olarak sert çelikten bir çubuk kullanılırsa, elektrik akımı kesildikten sonrada, çubuk mıknatıslığını korur. Ama, yumuşak demirden yapılmış çekirdekler, akım kesilir kesilmez bu özelliğini yitirir. Bu nedenle, elektromıknatıs olmayan bildiğimiz kalıcı mıknatıslar, ya sert çelikten yada kalıcı mıknatıslanma özelliği taşıyan başka alaşımlardan yapılır. Bu alaşımlardan biri, kobalt, nikel, alüminyum ve bakırdan oluşan alniko’dur. Kalıcı mıknatıslar, manyeto denen küçük elektrik üreteçlerinin, temel elamanıdır.Hızla döndüğünde, yüksek gerilimli elektrik akımı üreterek; kıvılcım oluşturan manyetolar, bazı benzin motorlarında, ateşlemeyi sağlamak için, indükleme bobinlerinin yerine kullanılır.

Manyetik alanlar, hareketli elektrik yüklerine kuvvet uygular. Elektrik motorunun çalışması, manyetik alanın, içinden elektrik akımı geçen bir iletkene, uyguladığı kuvvetin sonucudur. Bir iletken, manyetik alan içinde hareket ettirilirse, ya da iletkenin içinde bulunduğu manyetik alanın şiddeti değiştirilirse, bu kez iletkende bir elektromotor kuvvet indüklenir (yüklenir). Bunun sonucu olarak da, iletkenden bir akım geçer. Dinamo ve alternatör gibi elektrik üreteçlerinin çalışması, bu indükleme(yükleme) olgusuna dayanır.

el arabasından bozma motor

SEGWAY

Segway, ya da segway kt (sagway kişisel taşıyıcı) iki tekerlekli kendi kendini dengeleyen bir ulaşım aracıdır. Mucidi Dean Kamen tarafından 2001 yılı Aralık ayında tanıtıldı. Segway kelimesi, italyancada “takip etmek” kelimesi için kullanılan “segue” kelimesinin sesteşidir.

Bu ulaşım aleti, elektrik motoruyla çalışır ve 20 km/h hız yapabilir.

Kamuoyuna sunulmadan önce yüzyılın icadı olarak tanıtıldı, ancak tanıtım sonrasında beklenen ilgiyi görmedi. Genellikle turistik şehir turları için turizm firmaları tarafından kullanılmaktadır.

Algılayıcılar sayesinde iki tekerlek üzerinde otomatik denge sağlayan Segway, üzerinden düşmeyi başaran ilk insan Bush ile çok daha popüler bir hale geldi. Firma şimdi de General Motors ile işbirliği içerisinde iki kişilik elektrik enerjili şehir aracını üretti. Trafik sıkışıklığı ve kazaları önemli ölçüde azaltacağına inanılan cihaz iki tekerlekli ve iki kişilik olarak tasarlanmış. The Personal Urban Mobility and Accessibility tanımının kısaltılmış hali olan PUMA adıyla anılan araç lityum iyon pille çalışıyor.Ekonomik pratik ve hızlı bir ulaşım aracı olarak çift kişilik bu model nisan 2009 da newyork sokaklarında test için dolaşmaya başladı.

Segway tarafından geliştirilen iki tekerlekli denge teknolojisini kullanan PUMA, çift elektrik motoruyla 56 km (35 mil) hız yapabiliyor ve tam dolu pille 56 km mesafe katediyor. Araç özel algılayıcıları sayesinde yayaları ve diğer araçları algılayarak çarpışma ve kazaları engelliyor.
Vikipedi, özgür ansiklopedi

yapay zekalı robotlar

Robot İnsanlar tarafından yapılan işlerin bir kısmını veya tamamını yapan otomatik makina. Robotlar umumiyetle ışık, radyo dalgaları veya sesle çalışır. Robot, önceleri metalden insan biçiminde yapılmaya çalışılırdı. Artık bir sandık veya kutu biçiminde robotlar yapılmaktadır. Robotların kumanda sistemleri elektronik devrelerle kurulu olup, kompüter, fotosel, elektromanyet, hidrolik pistonlar ve buna benzer daha birçok teknik parça ihtiva eder.

Pilotsuz uçan otomatik uçaklar birer robottur. Jiroskop, pusula ve hidrolikle çalışan kollar vasıtasıyla uçağın kanat, dümen fonksiyonları pilot gibi yönetilir. Emirler radyo dalgalarıyla verilir. Pilotsuz uçaklara RPV (Remotely Piloted Vehicle), DRONE, UMA, DECOY isimleri verilir. İngilizlerin pilotsuz uçakları QUEEN BEE, Almanlarınki ise FIRE BEE ismini alır. ABD’nin ise AQUILA ve PAVE TIGER pilotsuz uçakları vardır. Uzun menzilli füzeler de robot özelliği taşır. Telefon santralı, birçok operatörün başarabileceği işlemi otomatik olarak yapan bir robottur. Otomatik santrallarla dünyanın her bir köşesi konuşma hattı olarak birbirine çok kısa bir sürede bağlanabilmektedir.

Tarihte ilk otomat türü robotlar, M.Ö. 100 yıllarında İskenderiyeli Hero tarafından kanat çırpan, su içen ve uçan kuşlar şeklinde yapılmıştır. Fakat bu konuda elde kesin belgeler yoktur. Diyarbakır Sultanı Artukoğlu Nasreddin’e hizmet etmiş Cizreli Ebu’l-İz adındaki bir Türk bilgini, suyun akıcılığından ve ağırlığından faydalanarak çeşitli robotlar yapmıştır. Bununla ilgili elde bilgiler mevcuttur.

Teknolojide robotlar ön planda yer tutmaktadır. 1960′lı yılların ikinci yarısından sonra mikro elektronik ve bilgisayar teknolojisinde çok önemli gelişmeler oldu. Bu gelişmelerin neticesinde daha hızlı çalışabilen çok karmaşık işleri yapabilen robotlar yapıldı. Mesela, otomobil sanayiinde, montaj hatlarının bir ölçüde otomatikleşmesini sağlayan bilgisayar denetimli robotlar devreye girmeye başladı. Genelde tek kollu olan bu robotlar, insanların el ve kolunun hareketlerini taklit ederek, parça tutup taşıma, kaynak ve lehim yapma, perçinleme, cıvata ve somunu yerine takıp sıkma gibi işlemleri yerine getirebilmektedir. İtalya’daki Fiat otomobil fabrikasındaki üretilen otomobillerin karosörlerinin kaynakları robotlar tarafından yapılır.

Fezaya fırlatılan uzay araçlarında, uzay mekiği robotları bulunur. Nükleer araştırmaları, robotların yardımı olmaksızın gerçekleştirmek mümkün değildir. Almanya’da 1984 senesinde Guasar firması tarafından yapılan bir robotun hafızasına 5000 kelime yerleştirilmesiyle insanlarla karşılıklı konuşturulmuştur. Robotların endüstride tercih edilme sebepleri; radyoaktif maddeler, uzay gibi ulaşılması güç yerler ve buna benzer birçok sahada tehlikesizce kullanılabilmeleridir.

Günümüzde uzay sondalarında değişik ölçümlerin yapılması, fotoğrafların çekilmesi, çekilen fotoğrafların yere gönderilmesi işlemleri robotlarla yapılmaktadır. Robotlar daha çok elektronik sanayiinde kullanılmaktadır. Çok küçük entegre devrelerin, mikroçiplerin üretimleri artık robotlarla yapılmaktadır. Özellikle insan sağlığı için çok zararlı ve tehlikeli olan nükleer santralların radyasyon tehlikesi bulunan kısımlarında ve özellikle uranyum gibi minerallerin çıkarıldığı maden ocaklarında artık insan yerine robotlar kullanılmaya başlanmıştır.

Son yıllarda dış görünüşü itibariyle insana benzeyen, insanı yalnız fiziksel görünümü ve hareketiyle değil, zihni faaliyetlerinde de taklit edebilen gelişmiş robotlar (androit) üzerinde çalışmalar yapılmaktadır. ABD ve Japonyalı bazı bilim adamları, robotların bugünkü bilim-kurgu filmlerde olduğu gibi, yakın bir zamanda evlerimize kadar girebileceğini söylemektedir.

Ülkemizde de özellikle otomotiv sanayiinde olmak üzere pekçok sanayi kolunda robotlardan faydalanılmaktadır. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Makina Fakültesi bölümünde Robotik Yüksek Lisans proğramında değişik robot teorileri üzerinde titizlikle yeni yeni çalışmalar yapılmaktadır.

Robotlarda bulunan diğer özellikler; ucuzluk, temiz ve kaliteli iş çıkarma, en mühimi de psikolojik etkiler altında kalmamaktır. ABD’nin Florence şehrinde Japon, Yamazaki Mechiner Works Firmasının kurduğu 15 milyon dolarlık dev fabrikada yalnız 6 kişi çalışmakta, bütün işler robotlar vasıtasıyla görülmektedir. Bu altı kişinin görevi hem robotlara nezaret etmek, hem de yerleri süpürmektir.

en küçük silah


FATİH’İN ŞAHİ TOPLARI

Fatih Sultan Mehmed çizimlerini bizzat kendisinin yaptığı devrin en büyük topunu evvelce Bizans hizmetinde bulunan Urbain isimli bir Macar yahut Ulah mühendisine, döktürmüştü. Bu topun Edirne’de dökülmesinde Mimar Muslihiddin Ağa , Saruca Paşa ve Urbain beraber çalışmışlardı.

Üç ayda dökülen bu topun büyüklüğü ve çapı hakkında muasır tarihçiler muhtelif bilgiler vermektedirler. Françes; uzunluğu 5,5 metre, dış çevresi 2 metre 74 cm (9 kadem), yarı çapı 92 cm (kutru 3 kadem ) ağırlığı 18 ton kadardır demektedir. Top 544 kg (1200 libre) bazılarına göre de 680 kg (1500 libre) gülleler atıyor, bu gülleler 1,883 km (1 mil) mesafeye kadar giderek 1 metre 83 cm (6 kadem) derinliğinde toprağa gömülüyordu. Topun sesi 24 km ( 13 mil) mesafeden duyulmaktaydı.

Şahî adı verilen bu topların Edirne’de atış denemeleri öncesi, halkın heyecan ve korkuya kapılmamaları için şehre tellallar salınmış çıkacak dehşetli gürültünün sebebi önceden haber verilmişti.

Urbain’in döktüğü top ve diğer toplar 1452 senesi Ocak ayının sonlarında Edirne’den yola çıkarılmış ve ancak iki ay sonra İstanbul önlerine getirilebilmişti.

Büyük topun önünde Kraç Bey kumandasında on bin akıncı süvarisinden mürekkep bir kol gidiyor topu otuz, bazılarına göre elli veya atmış çift öküz müşkülatla çekiyordu.

Fatihin toplarından birisi Kırım Savaşı sırasında Çanakkale’de bulunmaktaydı. İngilizlerin alakasını çeken bu top General Sir John Lafroy’un yoğun girişimleri ve birçok müracaatları sonunda 1868’de Sultan Abdülaziz zamanında İngiltere’ye Kraliçe Victoria adına hediye edilmiş ve Londra kulesinin avlusunda teşhire konulmuştur. Bu gün kraliyet silah Koleksiyonunun bir parçası olan top Portsmouth şehrinde Fort Nelson top sergisinde ziyaret edilmektedir.

Muallak taşı !! deneyi 3

Muallak taşı !! motor deneyi


Manyetizmanın Kaldırma Kuvveti -Levitation

Kimilerimiz görünce olmaz böyle şey diyecektir.Hatta bunun sihir veya bir aldatmaca olduğunu düşünenlerimizde çıkacaktır.Bu konuda bu görüşte olanlara malesef bilim gerçekten herzaman zorun peşinde koşmayı bırakırsa çok büyük ilerlemelere vakıf olabilecektir diyebiliriz.Bizim bilim adamlarımız herzaman buluşların ve ilmin teknolojinin dağlarında saklı büyük cevherler olduğunu ve onlara ulaşmak için çok uzun uğraşı zaman emek ve bilgi birikiminin olması gerektiğini düşünmüşlerdir.Tersini düşünen bilim adamı sayısı gerçekten azdır.Bu bizlerin bilinçaltında yer etmiştir.



Halbuki her atomun üzerindeki elektron dizilimlerine göre çift yani kararlı olmasına göre diamanyetik yani manyetik özellik göstermeyen tek yani kararsız olmasına görede paramanyetik yani manyetik özellik gösteren şeklinde sıralandığını hepimiz ortaokul ve lisede, kimya ve fizik derslerinde görmüşüzdür.Atomun yapısındaki dağılım kimya derslerinde bu dağılıma göre aldığı Feromanyetik – Diamanyetik – Paramanyetik Elementler olarak guruplandığını biliriz.

Herşey atomlardan oluştuğuna göre her maddenin bi manyetiklik veya dimanyetiklik manyetik olmayan yönde eğilimi olacaktır.Bu konudaki araştırmalar dünyanın da bir manyetik özellik gösterdiğini ve dünyanın belli bir N ve S kutbu olduğu belirlenmiştir.

LEVITATION (Havada Askıda Durma);

Diamanyetik malzemelerin askıda kalması için minimum kriterler

(The minimum criteria for diamagnetic levitation is)

where:
# χ is the magnetic susceptibility(manyetik duyarlılık)
# ρ is the density(yoğunluk) of the material
# g is the local gravitational acceleration(yerçekimi ivmesi) (-9.8 m/s² on Earth)
# μ0 is the permeability of free space(boşluğun geçirgenliği)
# B is the magnetic field(manyetik alan)
# is the rate of change of the magnetic field along the vertical axis(Dikey kordinat düzlemi boyunca manyetik alanın değişkenlik oranı)

Assuming ideal conditions along the z-direction of solenoid magnet:
Sarmal bobin manyetizmasının direk olarak Z düzlemi boyunca ideal koşullar olduğunu varsayılıyor.

* Water levitates at
* Graphite levitates at

Süper İletkenler Superconductors

Süper iletkenler (μr = 0) mükemmel “0″ diamagnetik özellik gösteren olarak adlandırılırlar.Meissner effect sayesinde tamamen manyetik alanları kovar.Mıknatısın yükseltmesi, superconductorun içinde iğneliyor olan değişim yüzünden dengelenir.Bu ilke, EDS tarafından (Electrodynamic asılması) manyetik yükseltme hızlı trenler tarafından kullanılır.

The Meissner effect

The Meissner effect (also known as the Meissner-Ochsenfeld effect) is the expulsion of a magnetic field from a superconductor. Walther Meissner and Robert Ochsenfeld discovered the phenomenon in 1933 by measuring the magnetic field distribution outside tin and lead samples. The samples, in the presence of an applied magnetic field, were cooled below what is called their superconducting transition temperature. Below the transition temperature the samples cancelled all magnetic field inside, which means they became perfectly diamagnetic. They detected this effect only indirectly; because the magnetic flux is conserved by a superconductor, when the interior field decreased the exterior field increased. The experiment demonstrated for the first time that superconductors were more than just perfect conductors and provided a uniquely defining property of the superconducting state.



Trenlerin büyük ağırlığından dolayı electromagnetin ağırlığının, (Çok kuvvetli bir manyetik alan, büyük bir treni yükseltmek için gerektirilir) superconductorsun, onların, aynı ağırlık için daha kuvvetli bir manyetik alanı üretebildiğinden beri hızlı trenlerde electromagnet için kullanıldığı büyük bir tasarım çıkışı oldu.

Peki öyleyse bu güçden faydalanmak mümkünmüdür.Bu sorunun cevabına geçmeden önce birde dünya üzerindeki cisimlerin dünya üzerinde kalabilmesini sağlayan bir yerçekimi kuvveti olduğunu hepimiz biliriz.Bu saydığımız kuvvetler uygulanan cismin manyetik yapısına ve özkütlesine göre değişiklik gösterir.

İstenildiği takdirde dünyanın uyguladığı yerçekimi kuvveti uygulanan cismin manyetiklik durumu kullanılarak sıfırlanabilirmi.Bu sorunun cevabını arayacağız.Eğer dünyanın bir N ve S kutbu varsa ve bir manyetik alan eğrilerine sahipse neden olmasın.

İşte tam burada karşılaştığımız bazı basit test görüntülerine ilginizi çekmek isterim.

Videolardan da görüleceği gibi ağırlığına göre orantılanmış altı mıknatıslı fırıldaklar belli bir peyiotta dönme hızına sahip olduğunda ve bulunduğu yerden belli bir yüksekliğe kaldırıldığında havada askıda kalıyorlar.Bu bize teknolojimizde kullanılmak üzere yeni bir çığır açabilecek bir ön bilgiye kavuşma imkanı sunabilir.Burada dikketi çekmek istediğim bir nokta var o da bu fırıldakların havada durabilmesini sağlayan altındaki 2 adet yönlendirilmiş mıknatıs ve ortada askıda kalan fırıldak.Yani kendiliğinden askıda kalmıyor sistem alttaki manyetik beslemenin rezonans bölgesinde kaldığından askıda kalabiliyor.Şekildede görülebiliyor;

cesaret

-100 dereceki malzemeler (Sıvı azot Deneyi)


Sıvı azot deney videosu.

Azot, periyodik cetvelde N simgesi ile gösterilen bir element olup atom numarası 7 dir. Renksiz, kokusuz, tatsız ve atıl bir gazdır. Azot, dünya atmosferinin yaklaşık %78′ini oluşturur ve tüm canlı dokularında bulunur. Azot ayrıca, amino asit, amonyak, nitrik asit, ve siyanür gibi önemli bileşikler de oluşturur.
Tarihçesi

Azot adının İngilizcesi olan Nitrogen sözcüğü, (Latince nitrum, Yunanca (“doğal soda”, “genler”, “şekillenmek” anlamında olan) Nitron dan gelmektedir. Daniel Rutherford 1772′de azotu keşfettiğinde onu zararlı hava veya sabit hava olarak adlandırmıştır. Havanın belli bir oranının yanma olayında yer almadığı, 18. yüzyıl kimyacıları tarafından iyi bilinmekteydi. Azot, yaklaşık aynı tarihlerde Carl Wilhelm Scheele, Henry Cavendish, ve Joseph Priestley tarafından da araştırılmaktaydı. Antoine Lavoisier de azotu, Yunanca αζωτος “cansız” anlamına gelen azote olarak adlandırmıştı. Bu sözcük Fransızcada kullanılır oldu ve sonraları pekçok dile girdi.

Azot bileşikleri orta çağlarda biliniyordu. Simyacılar nitrik asidi aqua fortis olarak biliyorlardı. Altını çözebilen karışım olması dolayısıyla, nitrik asit ve hidroklorik asit karışımı; aqua regia (kral suyu) olarak biliniyordu. Azot bileşiklerinin ilk endüstriyel ve zirai kullanımı; güherçile (sodyum veya potasyum nitrat) ve kısmen de barut yapımı şeklinde oldu. Daha sonraları da gübre ve kimyasal hammadde olarak kullanıldı.

Bulunuşu

Azot endüstriyel anlamda, [[sıvı hava`nın kısmi distilasyonu ile ya da gaz halindeki havadan mekanik olarak (basınçlı ters osmos yöntemi) elde edilir. Azot, hayvan dışkılarının, üre ve ürik asit halinde büyük kısmını oluşturur. Moleküler azot, büyük oranda Satürn’ün Ay’ı Titan’ın atmosferinde bulunur. Ayrıca, yıldızlar arası uzayda da varlığı David Knauth ve arkadaşlarının yaptığı çalışmalarla saptanmıştır.

Kullanım

Azot bileşikleri

Moleküler azot, atmosferde reaktif değildir fakat doğada, canlı organizmalar (bakteriler) tarafından biyolojik ve endüstriyel anlamda faydalı bileşiklere dönüştürülür. Endüstriyel anlamda azot ve doğal gaz, Haber prosesi ile amonyağa dönüştürülür. Amonyak da ya gübre olarak, ya da patlayıcılar gibi başka maddelerin üretiminde (Ostwald prosesi ile nitrik asit üretimi) başlangıç maddesi olarak kullanılır.

Azot tuzları içinde en önemlilerinden biri potasyum nitrat (veya saltpeter: güherçile) olup tarih boyunca barut yapımında kullanılmıştır. Diğer bir tuz da amonyum nitratdır ve gübre olarak kullanılır. Diğer azotlu organik bileşikler nitrogliserin ve trinitrotoluen olup patlayıcı yapımında kullanılırlar. Nitrik asit sıvı yakıtlı füzelerde oksitleyici olarak kullanılır. Hidrazin ve türevleri füze yakıtlarında kullanılır.

Moleküler azot (gaz ve sıvı)

Azot gazı, sıvı azotun ısınarak buharlaşmaya bırakılmasıyla kolayca elde edilebilir. Çok geniş kullanım alanları olup, oksidasyonun istenmediği ortamlarda hava yerine kullanılabilir:

* paketlenmiş gıdaların tazeliğini korumak için,
* güvenlik amacıyla sıvı patlayıcıların üzerini örtmek için,
* geçirgeç (transistör), diyot ve tümleşik devre gibi elektronik bileşenlerin üretiminde,
* paslanmaz çelik üretiminde,
* inert, nemsiz ve oksitleyici olmayan özelliklerinden dolayı otomobil ve uçak tekerleklerinin dolumunda.

Sıvı azot endüstriyel anlamda ve büyük miktarlarda sıvılaştırılmış havadan distilasyon yoluyla üretilir ve LN2 şeklinde tanımlanırsa da doğru yazılış şekli N2(l) dir. Dondurucu bir sıvı olup canlı dokuyla temas etmesi halinde ani donmaya neden olur. Ortam sıcaklığından uygun şekilde izole edilmesi durumunda, basınç uygulaması gerektirmeyen bir azot gazı kaynağı oluşturur. Suyun donma noktasının çok altındaki sıcaklıklarda kalabilme özelliği (77 K, -196°C veya -320°F), sıvı azotun çok değişik alanlarda kullanımını mümkün kılar:

* gıda ürünlerinin daldırılarak dondurulması ve taşınımı,
* canlı dokuların, üreme hücrelerinin (sperm, yumurta), ve diğer biyolojik örnek ve malzemelerin dondurularak korunması,
* bilim eğitimindeki görsel deneylerde,
* yüksek hassasiyetteki algılayıcılar ve düşük gürültü seviyeli amplifikatörlerde soğutucu olarak,
* dermatolojide. nahoş görünümlü siğil veya potansiyel kanser riski taşıyan cilt yaralarının alınmasında,
* CPU veya GPU gibi bilgisayar donanımlarının soğutma sistemlerinde soğutucu olarak.

Eldesi

Azot, sodyum azidin (NaN3) ve amonyum dikromatın bozunması ile saf olarak elde edilebilir:

NaN3 → 2Na + 3N2 (300 °C)

(NH4)2Cr2O7 → N2 + Cr2O3 + 4H2O

Azot eldesinde kullanılan bir diğer yöntem ise, amonyağın kireç kaymağı ile reaksiyonudur:

2NH3 + 3Ca(OCl) → 3CaCl3 + N2 +3H2O

Önlemler

Nitratlı gübreler ekili arazilerin sulama sularıyla sürüklenerek akarsulara ve yeraltı sularına karışması büyük kirliliklerine sebep olmaktadır. Siyano (-CN) içeren bileşikler aşırı derecede zehirli tuzlar oluşturur ve tüm memeli canlılar için öldürücüdür.

Otomotiv ve Uçak sanayinde kullanımı

* Günümüzde ise artık araba lastiklerini şişirmede kullanılır.Lastik şişirmekte nitrojen kullanmak havacılıkta kullanılan bir yöntem.Normal havanın içinde bulunan oksijenin meydana getirdiği korozyonu azaltmak, ve yüksek sıcaklıklarda yanma riskini azaltmak için uçak lastikleri nitrojen ile şişirilir.Ancak otomobil lastiği o kadar kritik yüklere maruz kalmadığı için otomobillerde kullanmak fazla bir fayda sağlamaz.

dc motor yapma


Pet şişeden ürerilen bir dc motor, çok hoş bir çalışma, proje olarak tavsiye edilir.Video
Elektrik motoru nedir? Nasıl çalışır?

Elektrik motorları hayatımızın heryerinde karşımıza çıkmaktadır. Özellikle çevremizde gördüğümüz hareketlerin hemen hepsi AC veya DC elektrik motorları ile gerçekleştirilmektedir.

Yukarıdaki diyagramda motordaki iki mıknatıs görülmektedir. Armatür ( veya rotor ) bir elektromıknatıstır.
Oyuncak MotorlarıOyuncak Motorları

Yukarıda oyuncaklarda kullanılan küçük bir motorun genel yapısı görülmektedir. Görüldüğü üzere motor mil, dış çelik kaplama, besleme kabloları görülmektedir. Eğer besleme uçlarına enerji verilirse mil dönmeye başlayacaktır. Eğer uçlar değiştirilecek olursa motor ters yöne dönecektir.

Mil armatür ve komutatörü tutmaktadır. Armatür bir dizi elektromıknatıstan oluşur. Yukarıdaki motorda ise 3 adet elektromıknatıs vardır. Bu motorda armatür üstüste yerleştirilmiş ince metal plakalardan oluşur. İnce bir bakır tel armatürdeki üç kutbun herbirine dolanmıştır. Herbir telin iki ucu ( her kutupta bir tel vardır ) terminale lehimlenmiştir. Daha sonra herbir terminal komutatöre bağlanır. Aşağıda armatür, terminaller ve komutatör rahatlıkla görülmektedir.

DC elektrik motorun en son parçası ise mıknatıslardır.
Elektromıknatıslar ve Motorlar

Elektrik motorlarının nasıl çalıştığını anlamak için öncelikle elektromıknatısların nasıl çalıştığını anlamak gereklidir.

Elektromıknatıslar elektrik motorlarının temelini oluşturmaktadır. Motorda işlerin nasıl yürüdüğünü aşağıdaki senaryoyu gözünüzde canlandırarak anlayabilirsiniz.

Bir çivinin etrafına bakır bir tel yüz kez sarılır ve telin uçları bataryaya bağlanır. Batarya bağlandığında çivi kuzey ve güney kutupları olan bir mıknatısa dönüşecektir.

Elektromıknatıs haline gelen çivinin ortasından bir mil geçtiğini düşünün ve çiviyi at nalı şeklindeki bir mıknatısın arasına yerleştirin . Elektromıknatısın kuzey kutbu ile atnalı mıknatısın kuzey kutbu karşılıklı olduklarında birbirlerini iteceklerdir. Aynı şey güney kutbu içinde geçerlidir. Bu itme sonucu elektromıknatıs yarım tur atıp aşağıdaki pozisyonda duracaktır.

Elektrik motorlarına tam tur dönmeyi sağlamak için elektromıknatısın kutupları doğru zamanda sürekli olarak değişmelidir. Her yön değiştirmede elektromıknatıs yarım tur atacaktır.
Armatür, Komutatör ve Fırçalar

Armatür yukarıdaki örnekte anlatılan çivinin işlevini gerçekleştirmektedir. Armatür ince bir telin iki veya daha fazla metal kutup üzerine sarılmasıyla oluşturulan bir elektromıknatıstır.

Armatür bir mile sahiptir ve bu mile bir komutatör bağlıdır. Yukarıdaki örnekte bir armatürün üstten, yandan ve önden görünüşü gösterilmektedir.

Elektrik motorunda elektrik alanın terslenmesi işlemi fırçalar ve komutatör sayesinde gerçekleştirilmektedir.

Yukarıdaki diyagramda komutatör ve fırçaların, elektromıknatıstan akım akmasını sağlamanın yanı sıra doğru zamanda akım yönünü nasıl dönüştürdükleri görülmektedir. Komutatör kontakları elektromıknatısın miline bağlıdır, yani mıknatısla beraber döner. Fırçalar yaylı bir metalden veya karbondan oluşur. Komutatör kontakları arasında bağlantı sağlar.

Bütün bu parçalar biraraya geldiğinde elektrik motoru oluşur.

Yukarıdaki modelde armatür sargıları komutatör hareketi daha net görünsün diye sola doğru döndürülmüştür.

Eğer küçük bir oyuncak elektrik motorunu inceleme şansınız olduysa yukarıda anlatılan parçaları içerdiklerini görürsünüz : iki küçük mıknatıs, komutatör, iki fırça ve elektromıknatıs. Rotor genellikle üç kutuplu olur. Motorun üç kutuplu olması için iki önemli neden vardır.

- Motorun daha iyi bir dinamik yapıya sahip olmasını sağlar. İkit kutuplu motorda, eğer elektromıknatıslar balans noktasındaysa motor takılıp hareketsiz kalabilir. Ancak üç kutuplu motorda bu gerçekleşmeyecektir.

- İki kutuplu motorda komutatör her yön değiştirdiğinde bataryanın iki ucu kısa bir süreliğine kısa devre olacak yani birbirlerine direkt olarak bağlanmış olacaktır. Bu kısa devre bataryanın daha kısa sürede tükenmesine neden olacaktır. Üç kutuplu motor bu sorunu çözmüştür.

Motorun tipine ve amacına bağlı olarak daha fazla kutba sahip motorlarda olabilir.

Çevremize baktığımızda heryerde elektrik motoru olduğunu görürüz. Birkaç örnek vermek gerekirse :

- Mikrodalga içindeki fan

- Ocak üzerindeki fan

- Blender

- Konserve açacağı

- Buzdolabı

- Mikser

- Kasetçalar

- Çamaşır makinası

- Bulaşık makinası

- Kurutma makinası

- Matkap

- Vidalama makinası

- Elektrikli testere

- Klima

- Elektrikli diş fırçası

- Saç kurutma makinası

- Elektrikli tıraş makinası

ve günlük yaşamda kullandığımız daha birçok şeyde elektrikli motorlardan yararlanılmaktadır.

elektrik motoru nedir ? : Aldığı elektrik enerjisini hareket enerjisine çeviren aletlerdir

ac elektrikli motor nedir ? : Alternatif akımla çalışan elektrik motorlarına AC elektrik motoru denir.

dc elektrik motoru nedir ? : Doğru akımla çalışan elektrik motorlarına DC elektrik motoru denir.

üç kutuplu motor nedir ? üç kutbu bulunan elektrikli motordur

fırçalı motor nedir ? : elektromıknatısların kutuplarını değiştirmek için fırça kullanan motorlara fırçalı motor denir.

elektromıknatıs nedir ? : üzerinde elektrik alan oluşturulduğunda mıknatıs özelliğini kazanan iletkene elektromıknatıs denir.

tel ve pil den ateş çıkar

rüzgargülü yapımı

rüzgargülünden su pompası

bu trende durmak yok

bu trende durmak yok

usb klima

usb klima

cd den vantilatör

saydam laptop

kağıttan oyuncak

1 Ekim 2010 Cuma

Volta pili yapımı


volta
Yükleyen projedersi. - Bilim ve teknoloji videoları

Gerçek Zihin Kontrolü
Yükleyen shinyobjection. - Diğer bilim videolarına göz at.

Uzaktan Kumandalı RGB LED Kontrol
Yükleyen umutkazanc. - Güncel bilim ve teknoloji videoları.

beyni kumanda etmek


Beyinle Uzaktan Kontrol
Yükleyen shinyobjection. - Bilim ve teknoloji videoları

deriyi yakından incele


İnsan Derisine Mikroskopla Bakış...
Yükleyen kurt_m. - Diğer bilim videolarına göz at.

sigara içenlere deney


SİGARA İÇENLERE İLGİNÇ BİR DENEY
Yükleyen siyahi26. - Aile videolarını izleyin.

karınca yuvası deneyi


Karınca Yuvasında Şaşırtan Deney
Yükleyen JasminecShare. - Güncel bilim ve teknoloji videoları.

Çok Amaçlı Eşya